24 Kasım 2018 Cumartesi

UZMAN GÖRÜŞÜNÜN VERGİ YARGISINDA Kİ YERİ ve ÖNEMİ:




04.02.2011 tarihli resmi gazetede yayımlanan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ile Hukukumuzda yer bulan Uzman Görüşü Müessesesi adli yargı sistemimizde dava taraflarınca başvurulan bir yöntem olmuştur. Hukuk doktrininde Özel Bilirkişi olarak da tanımlanan, Anglo- Sakson Hukukunda “uzman tanık” yada “ taraf bilirkişisi” adıyla  bilinen uygulamanın hukuk sistemimizde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 293. Maddesi ile 2011 yılından itibaren yer bulmuştur.HMK’ nın Uzman görüşü başlıklı 293. Maddesi şu şekildedir.

 (1) Taraflar, dava konusu olayla ilgili olarak, uzmanından bilimsel mütalaa alabilirler. Sadece bu nedenle ayrıca süre istenemez.
(2) Hâkim, talep üzerine veya resen, kendisinden rapor alınan uzman kişinin davet edilerek dinlenilmesine karar verebilir. Uzman kişinin çağrıldığı duruşmada hâkim ve taraflar gerekli soruları sorabilir.
(3) Uzman kişi çağrıldığı duruşmaya geçerli bir özrü olmadan gelmezse, hazırlamış olduğu rapor mahkemece değerlendirmeye tabi tutulmaz. 
Denilmektedir.
Günümüzde Vergi Yargısının dayanağını 20.01.1982 tarihli resmi gazetede yayımlanan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) oluşturmaktadır. 2577 Sayılı İYUK ta Uzman Görüşü Müessesesine yer verilmemiştir. Bununla birlikte İYUK’ ta Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller başlıklı 3. Maddesinde    1. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygunlanır. (Ek cümle: 5/4/1990-3622/11 md.; Değişik:10/6/1994-4001/14 md.) Ancak, davanın ihbarı (…)(2) Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re'sen yapılır. (Ek cümle: 3/11/2016-6754/22 md.) Bilirkişiler, bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçilir ve bilirkişiler hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.(1)(2)…

 Hükümleri yer almaktadır.

İlgili maddede Uzman görüşü belirtilmemişse de İYUK un 1982 tarihli olması HMK’ nın ise Uzman Görüşüne yer verdiği haliyle 2011 yılında yürürlüğe girmesi dikkate alındığında İYUK 31 maddede Uzman Görüşünün yer almaması gayet doğaldır.

            Usulde paralellik ilkesi gereğince hem vergi yargısında hem de idari yargıda uzman görüşünün dava dilekçelerine yer verilmesi gerektiği bu suretle tarafların iddia ve savunmalarında yargıya kolaylık sağlayacağı bilinmelidir. Yine de bu tam net olmayan ve uygulamada sıkıntı yaratabilecek bu durumun giderilmesi adına İYUK da yapılacak ilk değişiklikte 31. Maddenin bilirkişi ibaresinden sonra Uzman görüşü ibaresinin derç edilmesi gerekmektedir.



19 Kasım 2018 Pazartesi

Konutlarda Net Alan Sorunu, Tarihsel Gelişimi ve Çözümü



Konutlarda Net Alan Tanımı:

     KDV uygulamasında, Konut teslimleri üzerine yapılan ilk uygulama, 1985 yılında “net alan 150 metrekareye” kadar olan konutların tesliminde istisna getirilmesi şeklinde olmuştur.

      Daha sonra, KDV Kanununda 2007 yılında yapılan değişiklikle bu istisna kaldırılmış, “net alanı” 150 m2 ye kadar olan konutların tesliminde indirimli oranda (%1) KDV uygulamasına geçilmiştir. Konutlardaki KDV oranı ile ilgili son düzenleme, 6322 Sayılı Kanunla yapılmış, Bakanlar Kuruluna arsa ve konutun bulunduğu yer ve “vergi değerini” esas alarak yeni KDV oranları belirleme yetkisi verilmiştir.

       Bakanlar Kurulu da, yeni düzenlemenin kendisine verdiği yetkiyle, sadece “Büyükşehir Belediyeleri sınırları içerisindeki lüks veya birinci sınıf olarak yapılan inşaatlara” yönelik bir düzenleme yaptı.(2012/4116 Sayılı BKK)

        Yeni düzenleme ile (yapı ruhsatı 01.01.2013 tarihinden itibaren alınan konut inşaatı projelerinde) yapı ruhsatının alındığı tarihte, üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 29. maddesine istinaden tespit edilen arsa birim m2 vergi değeri;
a) Beşyüz Türk Lirası ile bin Türk Lirası (bin Türk Lirası hariç) arasında olan konutların tesliminde KDV oranı % 8,
b) Bin Türk Lirası ve üzerinde olan konutların tesliminde KDV oranı % 18 oldu.
Bu uygulama halen devam etmektedir.

         Konut teslimlerinde istisna uygulandığı dönemde KDV ye tabi olup olmama açısından, indirimli oran döneminde de KDV oranı açısından idare ile mükellefler arasında sürekli sorun yaşandı.
İdare, bu konudaki ilk belirlemeyi istisnanın başladığı dönemdeki uygulamalara yön vermek amacıyla 31.12.1984 tarihinde yayınlanmış olan 9 seri no.lu KDV tebliğinde yaptı.
Anılan tebliğdeki net alan tanımı “faydalı alan” olarak belirtilmiş, faydalı alan da “konut içerisinde duvarlar arasında kalan temiz alandır” şeklinde tanımlanmıştı.

         Uygulama bu şekliyle sorun yaratmazken, Bakanlık 1988 yılında görüş değiştirdi ve
KDV uygulamasında da, “Konut İnşaatı ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde Yapılacak Yatırımlarda Vergi, Resim ve Harç İstisna ve Muaflıkları Tanınması Hakkındaki 2982 Sayılı Kanun” uygulamasında esas aldığı faydalı alan tanımını benimsedi.
Hatırlanacağı üzere, anılan 2982 Kanun kapsamında, konut inşaatının teşviki amacıyla 150 m2 denküçük inşa edilecek konutlarda harç, emlak vergisi, kredilerde BSMV istisnası gibi birçok muafiyet ve istisna getirilmişti.
2982 Kanun kapsamında esas alınan faydalı alan tanımı da 15.11.1968 tarih ve 13052 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “Halk Konutu Standartlarındaki Esaslar” a bağlanmıştı.
İşte 30 no.lu KDV Genel Tebliğinde faydalı alan bu esaslara bağlı olarak yeniden tanımlandı vetebliğde aşağıdaki şekilde yer aldı:
“a) Faydalı alan konut içerisinde, duvarlar arasında kalan temiz alandır.
b) Faydalı alan genel olarak duvar yüzlerinde 2,5 cm sıva bulunduğu kabul edilerek, proje üzerinde gösterilmiş bulunan kaba yapı boyutlarının her birinden 5'er cm. düşülmek suretiyle hesaplanır.
Ancak,
- konutlarda kapı ve pencere şeritleri, duman ve çöp bacası çıkıntıları, ışıklıklar ve hava bacaları;
-karkas binalardaki kolonların duvarlardan taşan dişleri; bir konuttaki balkonların veya arsa zemininden 0,75 m.den yüksek terasların toplamının 2 m2'si çok katlı binalarda yapılan çekme katların
etrafında kalan ve ticaret bölgelerinde zemin katların komşu hududuna kadar uzaması ile meydana gelen teraslar;
-çok katlı binalarda genel giriş, merdiven, sahanlıklar ve asansörler; iki katlı tek ev olarak yapılankonutlarda iç merdivenlerin altında 1,75 m. yüksekliğinden az olan yerler;
-bodrumlarda konut başına bir adet, konutun bulunduğu bina dışında konut başına 4 m2'den büyük olmamak üzere yapılan kömürlük veya depo; kalorifer dairesi, yakıt deposu, sığınak, kapıcı ve kalorifer dairesi, müşterek hizmete ayrılan depo, çamaşırlık;
-bina içindeki garajlar ile bina dışında konut başına 18 m2'den büyük olmamak üzere yapılan garajlar, faydalı alan dışındadır.
Bina dışındaki kömürlük ve depoların 4 m2'yi, garajların 18 m2'yi aşan kısmı, ait oldukları konutun faydalı alanına dahil edilirler. “
Daha sonra, tüm KDV tebliğlerinin tek bir tebliğde toplanma çalışması sonucunda yayınlanan ve şu an için güncel olan KDV Genel Uygulama Tebliğinin “2.1.3” Bölümü”nde de aynı tanım korundu.
Ancak bu arada Maliye Bakanlığı, KDV oran tespiti ve iade uygulamalarında bu tanımları esas alırken imar ve ruhsat uygulamaları da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ne paralel olarak yürümektedir.
Bu yönetmelikte ise, kapı ve pencere eşikleri, 2.5 cm’yi geçmemek koşuluyla sıva payları, kolonlar, duman, çöp, atık, tesisat ve hava bacaları ile ışıklıklar, bağımsız bölüm içindeki asansör ve galeri boşlukları, tesisat odası, merdivenlerin altlarında 1.80 m. yüksekliğinden az olan yerler, tek bağımsız bölümlü müstakil binalarda bağımsız bölüm içindeki otopark, sığınak, odunluk, kömürlük, hidrofor ve arıtma tesisi alanı, su ve yakıt deposu ve kazan dairesi, faydalı alan içerisinde sayılmamaktadır.

         Konu ile ilgili olarak Danıştay 4. Dairesinin 10.12.2014 tarih ve 2014/4835 sayılı kararı uyarında net alan tanımına ilişkin olarak (Davalı İdare tarafından tesis edilen Genel Uygulama Tebliği’nde net alana ilişkin yapılan düzenlemeyle birlikte, bir konutun katma değer vergisi uygulaması açısından ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ne göre olmak üzere iki farklı ve birbiriyle çelişen “net alanı 150 m2’ye kadar konut” tanımlaması yapılmakladır. Bakanlar Kurulu kararıyla %1 oranında katma değer vergisine tabi olacağı belirtilen “net alanı 150 m2’ye kadar konut”un tanımlanmasında bu konuda teknik düzeyde düzenleme ve tanımlama yetkisi ve yeterliliği bulunan Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin dikkate alınması gerekir. Zira, bu hususta teknik bilgi ve uzmanlığı olmadığı görülen Maliye Bakanlığı’na her ne kadar tanımlama yetkisi verilmişse de bu yetkisi sınırsız olmayıp uzman kuruluşlardan görüş alınması veya bu konuda teknik düzeyde düzenleme ve tanımlama yetkisi bulunan kurumların düzenlemelerinden yararlanılması “idarelerin takdir yetkilerine giren işlemleri tesis ederken mutlak ve sınırsız hareket edemeyeceklerine ilişkin, idare hukuku ilkesinin” bir gereği olup bu ilkeye aykırı düşen dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir.) KDV uygulama genel tebliğinin 2.1.3” Bölümünün iptaline oy birliği ile karar vermiştir.

         Yani şu an net alan tanımına göre bir karar verilmesi gereken idari bir işlem Maliye Bakanlığının tebliğdeki tanımına değil Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı uygulamasına göre (Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği)işlem yapılması Bahsi geçen Danıştay 4’ncü Dairesinin 2014/4835 Esas Sayılı Kararının sonucudur.

Buna göre İlgili Danıştay kararını dikkate alan Gelir İdaresi Başkanlığı net alan tanımının yapıldığı  KDV Uygulama Genel Tebliğinin III-B 2.1.3. Net Alan bölümünü * 11 Seri No.lu Tebliğ ile iptal etmiştir.
Artık Net Alan tespiti Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği kapsamında yapılacak olup ilgili yönetmelik uyarınca Net alan tespitinde balkon ve teraslardan pay verilmediği gibi ortak alanlarda dahil edilmemektedir.

İlgili yönetmeliğin Tanımlar madde başlıklı 4. Maddesinin g bendinde;
ğ) Bağımsız bölüm: Binanın, ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya uygun olup, 23/6/1965 tarihli
ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre bağımsız mülkiyete konu olan bölümlerini,
1) Bağımsız bölüm brüt alanı: Şaftlar, ışıklıklar, hava bacaları, galeri boşlukları hariç, bağımsız
bölümün dış konturlarının çevrelediği alanı (Dış cephe haricindeki bölümlerdeki dış kontur, duvar orta
aksı olarak belirlenir. Bağımsız bölümün eklentileri ayrıca belirtilmek zorundadır. Bağımsız bölümün
içten bağlantılı olarak çatı araları dâhil birden fazla katta yer alan mekânlardan oluşması halinde bu
katlardaki bağımsız bölüme ait alanlar birlikte değerlendirilerek bağımsız bölüm brüt alanı bulunur.),
2) Bağımsız bölüm genel brüt alanı: Bağımsız bölüm toplam brüt alanına bağımsız bölüme
ortak alanlardan düşen payların da eklenmesi suretiyle hesaplanan genel brüt alanı,
3) Bağımsız bölüm net alanı: İçerden bağlantılı piyesleri ile birlikte bağımsız bölümün
içerisindeki boşluklar hariç, duvarlar arasında kalan temiz alanı (Bu alana; kapı ve pencere eşikleri, 2.5
santimetreyi geçmemek koşuluyla sıva payları, kolonlar, duman, çöp, atık, tesisat ve hava bacaları ile
ışıklıklar, bağımsız bölüm içindeki asansör ve galeri boşlukları, tesisat odası, merdivenlerin altlarında
1.80 metre yüksekliğinden az olan yerler, tek bağımsız bölümlü müstakil binalarda bağımsız bölüm
içindeki otopark, sığınak, odunluk, kömürlük, hidrofor ve arıtma tesisi alanı, su ve yakıt deposu ve
kazan dairesi dâhil edilmez. Açık çıkmalar, balkonlar, zemin, çatı ve kat terasları, kat ve çatı bahçeleri
gibi en az bir cephesi açık olan mekânlar ile aynı katta veya farklı katta olup bağımsız bölümün
eklentisi olan mekânlar ile ortak alanlar bağımsız bölüm net alanı içinde değerlendirilmez. Bağımsız
bölümün içten bağlantılı olarak çatı araları dâhil birden fazla katta yer alan mekânlardan oluşması
halinde bu katlardaki bağımsız bölüme ait alanlar birlikte değerlendirilerek bağımsız bölüm net alanı
bulunur.)


Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde net alan şu şekilde tanımlanmıştır.

Bağımsız bölüm net alanı: İçerden bağlantılı piyesleri ile birlikte bağımsız bölümün
içerisindeki boşluklar hariç, duvarlar arasında kalan temiz alanı (Bu alana; kapı ve pencere eşikleri, 2.5
santimetreyi geçmemek koşuluyla sıva payları, kolonlar, duman, çöp, atık, tesisat ve hava bacaları ile
ışıklıklar, bağımsız bölüm içindeki asansör ve galeri boşlukları, tesisat odası, merdivenlerin altlarında
1.80 metre yüksekliğinden az olan yerler, tek bağımsız bölümlü müstakil binalarda bağımsız bölüm
içindeki otopark, sığınak, odunluk, kömürlük, hidrofor ve arıtma tesisi alanı, su ve yakıt deposu ve
kazan dairesi dâhil edilmez. Açık çıkmalar, balkonlar, zemin, çatı ve kat terasları, kat ve çatı bahçeleri
gibi en az bir cephesi açık olan mekânlar ile aynı katta veya farklı katta olup bağımsız bölümün
eklentisi olan mekânlar ile ortak alanlar bağımsız bölüm net alanı içinde değerlendirilmez. Bağımsız
bölümün içten bağlantılı olarak çatı araları dâhil birden fazla katta yer alan mekânlardan oluşması
halinde bu katlardaki bağımsız bölüme ait alanlar birlikte değerlendirilerek bağımsız bölüm net alanı
bulunur.)

 Buna göre Vergi İdaresinin konutlarda ki %1 - %18 ayrımında (Büyükşehir kapsamı dışındakilerde) özellikle sorun teşkil eden Açık çıkmalar, balkonlar, zemin, çatı ve kat terasları, kat ve çatı bahçeleri  gibi en az bir cephesi açık olan mekânlar ile aynı katta veya farklı katta olup bağımsız bölümün eklentisi olan mekânlar ile ortak alanlar bağımsız bölüm net alanı içinde değerlendirilmez.

10 Kasım 2018 Cumartesi

İHRACATÇILARIN YEŞİL (HUSUSİ DAMGALI) PASAPORT HAKLARI







2017/9962 İhracatçılara Hususi Damgalı Pasaport Verilmesine İlişkin Esaslar Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca; ihracat yapan firma yetkililerine hususi damgalı(Yeşil) pasaport verilmesi ile ilgili koşullar belirlenmiştir. İlgili Bakanlar kurulu kararına 24.10.2018 tarih ve  30575 sayılı resmi gazetede yer alan İhracatçılara Hususi Pasaport Verilmesine İlişkin 214 Sayılı Cumhurbaşkanlığı  Kararı ile yeşil pasaport alabilecek ihracatçılar daraltılmıştır. Bu makalemizin konusu son daraltılmış şekli ile ihracatçıların sahip olabileceği hususi damgalı(Yeşil) pasaport hakkında ki düzenleme oluşturmaktadır.

A- Yeşil Pasaport Kimlere Verilir?
Yeşil pasaport, son 3 takvim yılı itibariyle, aşağıda tabloda belirtilen tutarda ihracat yapan firma yetkililerine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 53. Maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süre ile hapis cezasına yada affa uğramış olsalar bile ; Devletin güvenliğine karşı suçlar , anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar , zimmet, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkum olmamaları, ayrıca devletin güvenliğine karşı faaliyettevbulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya topluluklara üyelik, mensubiyet,iltisak yada bunlarla irtibatlarının bulunmaması kaydıyla hususi damgalı (yeşil ) pasaport verilir. 

B-Yeşil Pasaport Kaç Yıl Süre İle Verilir?
Yeşil pasaport, son 3 takvim yılı itibariyle, ilgili her takvim yılında ihracat yapmak şartıyla 3 yılda ortalama en az 1 Milyon ABD Doları ihracat yapan firmaların ortakları ve çalışanlarına 2 yıl süre için verilir. Firma ortakları tüzel kişi ise, bu tüzel kişilerin ortakları ve çalışanları Yeşil Pasaport alabilir. Yeşil Pasaport alabilecek durumda bulunan firma yetkililerinin eş ve çocuklarına yeşil pasaport verilmez.

C-Yeşil Pasaport Almak İçin Ne Kadar İhracat Yapılmalıdır?
Son 3 yıl takvim yılı itibariyle, yıllık ortalama ihracat tutarı aşağıdaki tabloda gösterilen firmalara aynı tabloda belirtilen sayıda yeşil pasaport verilir:
3 Yıllık Ort.İhracat Tutarları (ABD Doları)
Verilecek Yeşil Pasaport Sayısı
1 Milyon -   10 Milyon
1
10 Milyon -   25 Milyon
2
25 Milyon -   50 Milyon
3
50 Milyon - 100 Milyon
4
100 Milyon Üzeri
5
D-Yeşil Pasaport Verilecek Firmalar Nasıl Belirlenir?
İlgili Kararın 6. Maddesi ne göre;
1-İhracat yapan firmalar, resmi dış ticaret istatistikleri esas alınarak Ekonomi Bakanlığınca belirlenir. Belirlenen firmalar, her yılın 15 Şubat tarihine kadar Ekonomi Bakanlığı Bölge Müdürlükleri ile İhracatçı Birliklerine bildirilir.
2-Serbest bölgelerden yapılan ihracatlar dikkate alınır. Ancak yurt içinden serbest bölgelere getirilerek üretim veya işleme faaliyetine tabi tutulmadan yurt dışına yapılan satışlar dikkate alınmaz.
D-Yeşil Pasaport Almak İçin Nereye ve Nasıl Müracaat Edilmelidir?
İlgili kararın müracat usulü başlıklı 8. Maddesi şu şekildedir.
(1) Hususi damgalı pasaport müracaatı, İçişleri Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığınca müştereken belirlenen talep formu aracılığıyla yapılır. Müracaat sahibi tarafından eksiksiz olarak doldurulan ve imzalanan talep formu, firmayı temsil ve ilzama yetkili kişi/kişiler tarafından da imzalanarak, firmanın üyesi olduğu ihracatçı birliğine sunulur. Müracaat sahibinin firma yetkilisi olduğunu ve talep formunu imzalayan firmayı temsil ve ilzama yetkili kişi/kişilerin anılan yetkiyi haiz olduklarını tevsik etmeye yönelik belgeler müracaat sahibi tarafından talep formuna eklenir.
(2) İhracatçı birliği, müracaat sahibinin firma yetkilisi olduğuna ve talep formunu imzalayan firmayı temsil ve ilzama yetkili kişi/kişilerin anılan yetkiyi haiz olduklarına dair ibraz edilen belgeleri inceler. Talep formundaki tüm bilgilerin tam ve doğru olarak doldurulduğuna ilişkin kontroller yapıldıktan sonra form, firmanın üyesi olduğu ihracatçı birliği yönetim kurulu başkanı veya yetkilendireceği başkan yardımcısı tarafından imzalanır.
(3) Eksiksiz olarak doldurularak imzalanan talep formu, onaylanmak üzere bölge müdürlüğüne sunulur. Talep formundaki tüm bilgiler tam ve eksiksiz olarak doldurtularak firmada pasaport alabilecek yetkili kişi sayısı açısından da gerekli kontroller yapıldıktan sonra form, bölge müdürü veya yetkilendireceği bölge müdür yardımcısı tarafından onaylanır.
(4) Müracaat, bölge müdürlüklerince onaylanan talep formu ve gerekli diğer belgelerle birlikte şahsen yapılır.
5-Onaylanan formlarla birlikte Emniyet Müdürlüklerine müracaat edilir.

Hususi damgalı pasaport alan firma yetkilileri, hususi damgalı pasaport alabilme şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşıldığı veya pasaportun geçerlilik süresi içerisinde bu şartlardan herhangi birini kaybettiği tarihi izleyen 15 gün içerisinde hususi damgalı pasaportlarını iade etmekle yükümlüdür. Bu durum, firma tarafından derhal formu onaylayan bölge müdürlüğüne, bölge müdürlüğünce derhal pasaportu veren il emniyet müdürlüğüne bildirilir ve pasaport emniyet müdürlüğünce iptal edilir. İade yükümlülüğünü yerine getirmediği tespit edilen firma yetkililerine ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediği tespit edilen firmanın diğer yetkililerine on yıl müddetle hususi damgalı pasaport verilmez.