23 Mayıs 2018 Çarşamba



REKLAMASYON GiDERLERiNiN VERGi MEVZUATI YÖNÜNDEN DEĞERLENDiRiLMESi

I.GiRiŞ


Reklamasyon; satılan bir malın istenilen kalitede olmaması nedeniyle ortaya çıkan bir uygulamadır. Özellikle yurtdışına yapılan satışlarda, satılan ve istenen kalitede olmadığı anlaşılan malın iadesi ve yerine yenisinin verilmesinin ekonomik olmadığı durumlarda, istenen kalitede olmayan mal iade olarak alınmamasına rağmen yerine yeni mal verilir. Satılan malın geri alındığı durumda ticari kazancın tespiti açısından bir sorunla karşılaşılmaz. iade edilen mal fatura ile veya gider makbuzu ile geri alınır, yerine fatura ile yeni bir mal

verilir.

Satılan malın geri alınmadığı durumda reklamasyon bedellerini ve bunların geç ödenmesinden doğan kur farklarının ihracatın yapıldığı ülkedeki müşterilerin vereceği fatura veya ilgili ülke mevzuatlarına göre fatura yerine geçen belgeler-le tevsiki koşuluyla ticari kazancın tespitinde gider kaydedilmesi mümkündür. Ancak, bu tür belgelerin alınamadığı durumda ihracatçı firmanın, yeni bir belge düzenleyerek önceki faturayı iptal etmesi ve reklamasyon bedelin isabet eden kısmın iade edildiğini gösterir bir belgeyi de ispat vesikası olarak kullanması mümkündür.

Satılan mal veya hizmetin istenilen kalite standartlarına uygun olmaması nede-niyle ortaya çıkan Reklamasyon son yıllarda özellikle tekstil sektörü ve diğer sektörlerde sıkça karşılaşılan bir uygulamadır. Bir firmanın diğerine fatura düzenlemesi biçiminde yaşanan reklamasyon olgusu, faturada sadece “rekla-masyon” olarak ifade edilmesine rağmen özde çok farklı uygulamalar olabilir. Bu uygulamalar farkı biçimde sıralanabilir:

• Reklamasyon bir iskontodur.

• Reklamasyon bir iadedir.

• Reklamasyon bir tazminat veya cezadır.




Kesilen reklamasyon faturasının sade-ce fatura üzerinde “reklamasyon” ifa-desi ile kesilmesi son derece yetersiz-dir. Reklamasyonun iade mi, indirim mi veya tazminat mı olduğu ifade edil-melidir. Her bir reklamasyonun muha-sebe ve vergi açısından sonuçları farklı olacaktır.1

iskonto biçimindeki reklamasyon genellikle kalite sorunları nedeniyle gündeme gelebilmektedir. istenilen kalitede malın gelmemesi veya ulaş-maması halinde alıcı ile satıcının ortak rızasıyla alıcının indirim faturası kes-mesi halinde iskonto biçimindeki rek-lamasyonun oluştuğu kabul edilmekte-dir.

iade şeklindeki reklamasyon uygula-masında; düzenlenecek faturalara yalnızca “reklamasyon” ibaresinin yazılı olması yeterli olamamaktadır. iade edilen malın teknik özelliklerinin ve miktarına ilişkin açık ifadenin ilgili faturada yazılı olmasında fayda bulun-maktadır.

Tazminat-ceza niteliğindeki reklamas-yon türünde; söz konusu malların kul-lanılması aşamasında ortaya çıkan zarar ve kayıpların imalatçı firma tarafından tazmin edilmesi halinde ger-çekleşmesi gündeme gelmektedir.

ihraç edilen malların eksik çıkması veya beklenen nitelikte kalite standart-larına sahip olmaması halinde ya da

ilgili malların bozularak değerini kay-betmesi halinde, bedelin düşük öden-mesi ya da hiç ödenmemesi şeklinde ortaya çıkan ihracatta reklamasyon uygulamalarında yüksek değerlerde döviz kaybı gerçekleşebilmektedir. 2

II. YURTDIŞI REKLAMASYON VE KOMiSYON GiDERLERiNiN VERGi MEVZUATIMIZ KARŞISINDAKi DURUMU Reklamasyon giderinin, kanunen kabulü mümkün olabilecek belgelerle tevsik edilmediği, bu konuda ibraz edi-len belgelerin yapılan işlemi açık ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kanıtlamaya yeter olmadığı durumlar-da, dönem kazancından indirilmesi mümkün değildir.

Maliye Bakanlığı’nın konu ile ilgili vermiş bulunduğu 20.09.1999 tarihli Özelgesi aşağıdaki gibidir;


1. Türkiye’den ihraç edilecek mallar için yurtdışındaki gerçek ve tüzel kişi-ler tarafından verilen mümessillik komisyonu, pazarlama, masraf akta-rımı, reklam hizmeti bedeli ile aracılık komisyonu gibi hizmet bedellerinin, yurtdışında ifa edilmesi ihracatçı fir-manın bu hizmetlerden yurtdışında faydalanması ve hizmetin yurtdışında tüketilen ihraç malına yönelik olması nedeniyle Katma Değer Vergisinin konusuna girmektedir.



2. Reklamasyon giderlerinin ihracatın yapıldığı ülkedeki müşterinin vereceği fatura veya ilgili ülke mevzuatına göre fatura yerine geçen belgelerle tevsiki asıldır. Ancak, bu tür bir belgenin alınamadığı durumda ihracatçı fir-manın yeni bir belge düzenleyerek önceki faturayı iptal etmesi ve rekla-masyon bedeline isabet eden kısmın iade edildiğini gösterir bir belgeyi de ispat vesikası olarak kullanılması mümkündür.

Maliye Bakanlığı’na yapılan başvuru-da, dış ticaret sermaye şirketi olan adı geçen şirketin ihracatlarını gerçekleşti-rebilmek için yurtdışında bulunan ger-çek veya tüzel kişilere mümessillik komisyonu, pazarlama, masraf karşılığı, reklam hizmet bedeli, aracılık komisyonu gibi hizmet bedeli ödeme-lerinin Katma Değer Vergisi karşısındaki durumu ile yurtdışına gönderilen mallarla ilgili olarak verilen reklamasyonlar hakkında bilgi veril-mesi istenmektedir.

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1. maddesine göre Tür-kiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faali-yet ve serbest meslek faaliyeti çerçeve-sindeki mal teslimi ve hizmet ifaları Katma Değer Vergisi’ne tabi bulun-maktadır.

Türkiye’den ihraç edilecek mallar için yurtdışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından verilen mümessillik komis-yonu, pazarlama, masraf aktarımı, rek-lam hizmeti bedeli ile aracılık komis-yonu gibi hizmet bedellerinin,

yurtdışında ifa edilmesi ihracatçının bu hizmetlerden yurtdışında faydalanması ve hizmetin yurtdışında tüketilen ihraç malına yönelik olması nedeniyle Katma Değer Vergisi’nin konusuna girmemektedir.

Bu nedenle adı geçen firmanın bu hiz-metler karşılığında yurtdışındaki fir-malara ödediği bedeller üzerinden Katma Değer Vergisi hesaplanarak sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi söz konusu değildir.

Öte yandan, yurtdışına gönderilen mal-ların evsafına uygun olmamasından dolayı mal bedelinin belli bir cüzü ola-rak ödenen reklamasyonlar matrahta değişiklik meydana getirdiği için Kanun’un 35.maddesi gereğince işlem yapılacaktır. Dolayısıyla ihraç edilen mallar Katma Değer Vergisinden istis-na olduğundan, reklamasyon bedeli üzerinden Katma Değer Vergisi hesap-lanmayacaktır.

Yurtdışına mal veya hizmet ihraç eden işletmelerin yurtdışında yaptıkları rek-lam ve pazarlama giderleri, Gelir Ver-gisi Kanununun 40. maddesinin 1 numaralı bendinde yer alan genel giderlerdendir. Yurtdışı reklam ve komisyon giderlerinin ticari kazancın tespitinde dikkate alınması konusunda bir tereddüt yoktur. Yurtdışı harcama-ların belgelendirilmesi ile ilgili olarak öteden beri istenen, tevsik edici belge-lerin alınmış olduğu ülkede bulunan yurtdışı temsilciliklerimize Türkçe’ye tercüme ve tasdik edilmesi şartının kaldırılması ile birlikte, belgelendirme ile ilgili de bir özellik kalmamıştır.




253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeye göre; yurtdışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında alınan belgelerin, yurtdışındaki temsilciliklerimizde veya yurtiçinde noterlerce Türkçe’ye tercü-me ve tasdik edilme zorunluluğu kaldırılmıştır. Yurtdışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükelleflerin, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgeler-de yazılı bilgileri, belgenin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirle-nen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstermeleri gerekir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar. Öte yandan, yurtdışında yapılan ve belgelendirilemeyen bir kısım giderlerin de götürü olarak dikkate alınması mümkündür.

Vergi iadesindeki genel yaklaşım; rek-lamasyon giderlerinin VUK’a tanınan belgelerle belgelendirilmemeleri halin-de vergi matrahının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılamayacak-ları yönündedir.

Vergi yargısının reklamasyon iskontolarına ilişkin yaklaşımları da farklılıklar arz etmektedir. Danıştay’ın bir Kararı’nda özetle; reklamasyon mas-raşarının kanunen kabulü mümkün olabilecek belgelerle tevsik edilmeme-si halinde gider kaydedilmesinin müm-

kün olamayacağı ifade olunmaktadır. Ancak, bir başka Danıştay Kararı’nda sergilenen yaklaşım ise bu kararın tamamen zıt yönündedir. Bir başka Danıştay Kararı’nda ise özetle; Maliye Bakanlığı’nın reklamasyon benzeri giderler için öngörmüş olduğu özel bir düzenlemenin olmaması dolayısıyla, bu giderlerin tevsikinde fatura veya benzeri bir belgenin istenilemeyeceği belirtilmiş ve faks kağıdına yazılmış bir notun bu anlamda yeterli olacağı kabul edilmiştir.

Reklamasyon iskontolarının vergi mat-rahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi, bunların fatura veya ben-zeri bir belgeyle belgelendirilmesine bağlıdır. Bunun haricinde yasal hükmü bulunmayan bir belgenin tevsik etme amacıyla kullanılması mümkün görül-meyecektir.
Özellikle belli sektörler itibariyle Türk ihraç pazarının yeterince, profesyonel olmadığı iddia edilirken, genellikle ihraç konusu malların gerekli standart-ları taşımamaları nedeniyle, ihracat-çılarımızın reklamasyon iskontoları konusunda alıcı ile vergi idaresinin arasında kaldıkları görülmektedir. Bu gibi durumların, özellikle belirli sek-törlerde faaliyette bulunan ihracat-çılarımızın ihracat şevkini kıracağı açıktır. Bu açıdan yapılacak en güzel şeyin, Maliye Bakanlığı’nın uygula-mada oluşabilecek farklı görüşleri ortadan kaldıracak bir genel tebliğ düzenlemesinde bulunmasıdır. 3



SONUÇ

Reklamasyon hususu hem ticari kazancın elde edilmesi için vazgeçil-mez bir gider hem de bir sözleşmeye dayalı zarar ve tazminat niteliğine haiz bulunmaktadır. Bu özelliği itibariyle dış satımdan kaynaklanan ve fiili bir olaya münhasır olarak belgelendirile-bilir nitelikteki reklamasyonların gider olarak değerlendirilmesi gerekmekte-dir. Ancak, yapılacak, değerlendirme-de göz önünde tutulacak birkaç önemli husus olduğu düşünülmektedir.4 Bunlar;

• Gider kaydına konu reklamasyon tutarının yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip olması,

• Her ne kadar bir oran veya tutar sınırlaması olmasa da dönemler itiba-riyle hesaplanan reklamasyonun tutarlılık sergilemesi ve bunların olayın gerçek mahiyetine uygun olup olmadığının uygulanacak denetim tek-nikleri ile tespiti yoluna gidilmesi,

• Reklamasyon karşılığı alınan belgele-rin yurtdışındaki temsilciliklerimize, ilgili ülke ticaret odasına, notere onay-lattırılması ya da yurtdışında mukim firmanın muhasebesinden sorumlu meslek mensubuna teyit ettirilmesi ve belgelerin kayıtlı olduğu ilgili yasal defter kayıtlarının alınması,

olarak belirtilebilir.



Satılan malın gerek eksik çıkması, gerek beklenen nitelikte olmaması ve gerek malların bozularak değerini kaybetmesi gibi hallerde alıcının düzenleyeceği faturalarda reklamasyon kelimesi yerine; iade ise iade edilen malların, iskonto amaçlı ise iskonto uygulanan malların, tazminat veya ceza amaçlı ise ceza ve tazminatın kaynağı olan malların cinsi, miktarı, birim fiyatı, tutarı yazılmalı ve her halükarda asıl mala ilişkin faturaya atıfta bulunularak fatura tarih ve numarasını belir-ten bir şerh konulmalıdır. Aksi halde üzerinde “reklamasyon” kelimesinden başka hiçbir açıklama olmayan bir fatura, vergi incelemelerinde tereddüt-lere ve tartışmalara yol çacaktır.

1      Süleyman YÜKÇÜ, Reklamasyon Nedir?,Yaklaşım Yayınları, Sayı 93, Eylül 2000 
2     Ercan ALPTÜRK, Finansal ve Vergisel Boyutlarıyla Reklamasyon, Vergici ve Muhasebeciyle Diyalog,1      Süleyman YÜKÇÜ, Reklamasyon edir?,Yaklaşım Yayınları, Sayı 93, Eylül 2000
3  Harun KAYNAK, ihracat işlemlerinde Reklamasyon iskontolarının Mevzuatı Yönünden 

4   istanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası, Mali Mevzuat Platformu, 15 Ocak 2002

5   Sakıp fiEKER, Yaklaşım Yayınları, Dönem Sonu işlemleri, 5. Cilt, Sayfa 2115