REKLAMASYON GiDERLERiNiN VERGi MEVZUATI YÖNÜNDEN
DEĞERLENDiRiLMESi
I.GiRiŞ
Reklamasyon; satılan bir malın istenilen kalitede olmaması nedeniyle ortaya çıkan bir
uygulamadır. Özellikle yurtdışına yapılan satışlarda, satılan ve istenen
kalitede olmadığı anlaşılan malın iadesi ve yerine yenisinin verilmesinin
ekonomik olmadığı durumlarda, istenen kalitede olmayan mal iade olarak
alınmamasına rağmen yerine yeni mal verilir. Satılan malın geri alındığı
durumda ticari kazancın tespiti açısından bir sorunla karşılaşılmaz. iade
edilen mal fatura ile veya gider makbuzu ile geri alınır, yerine fatura ile
yeni bir mal
verilir.
Satılan malın geri alınmadığı durumda reklamasyon bedellerini ve
bunların geç ödenmesinden doğan kur farklarının ihracatın yapıldığı ülkedeki
müşterilerin vereceği fatura veya ilgili ülke mevzuatlarına göre fatura yerine
geçen belgeler-le tevsiki koşuluyla ticari kazancın tespitinde gider
kaydedilmesi mümkündür. Ancak, bu tür belgelerin alınamadığı durumda ihracatçı
firmanın, yeni bir belge düzenleyerek önceki faturayı iptal etmesi ve
reklamasyon bedelin isabet eden kısmın iade edildiğini gösterir bir belgeyi de
ispat vesikası olarak kullanması mümkündür.
Satılan mal veya hizmetin istenilen kalite standartlarına uygun olmaması
nede-niyle ortaya çıkan Reklamasyon son yıllarda özellikle tekstil sektörü ve
diğer sektörlerde sıkça karşılaşılan bir uygulamadır. Bir firmanın diğerine
fatura düzenlemesi biçiminde yaşanan reklamasyon olgusu, faturada sadece “rekla-masyon” olarak ifade edilmesine
rağmen özde çok farklı uygulamalar olabilir. Bu uygulamalar farkı biçimde sıralanabilir:
• Reklamasyon bir iskontodur.
• Reklamasyon bir iadedir.
• Reklamasyon bir tazminat veya
cezadır.
Kesilen reklamasyon faturasının sade-ce fatura üzerinde “reklamasyon” ifa-desi ile kesilmesi
son derece yetersiz-dir. Reklamasyonun iade mi, indirim mi veya tazminat mı
olduğu ifade edil-melidir. Her bir reklamasyonun muha-sebe ve vergi açısından
sonuçları farklı olacaktır.1
iskonto biçimindeki reklamasyon genellikle kalite sorunları nedeniyle
gündeme gelebilmektedir. istenilen kalitede malın gelmemesi veya ulaş-maması
halinde alıcı ile satıcının ortak rızasıyla alıcının indirim faturası kes-mesi
halinde iskonto biçimindeki rek-lamasyonun oluştuğu kabul edilmekte-dir.
iade şeklindeki reklamasyon uygula-masında; düzenlenecek faturalara
yalnızca “reklamasyon” ibaresinin yazılı olması yeterli olamamaktadır. iade
edilen malın teknik özelliklerinin ve miktarına ilişkin açık ifadenin ilgili
faturada yazılı olmasında fayda bulun-maktadır.
Tazminat-ceza niteliğindeki reklamas-yon türünde; söz konusu malların
kul-lanılması aşamasında ortaya çıkan zarar ve kayıpların imalatçı firma
tarafından tazmin edilmesi halinde ger-çekleşmesi gündeme gelmektedir.
ihraç edilen malların eksik çıkması veya beklenen nitelikte kalite
standart-larına sahip olmaması halinde ya da
ilgili malların bozularak değerini kay-betmesi halinde, bedelin düşük
öden-mesi ya da hiç ödenmemesi şeklinde ortaya çıkan ihracatta reklamasyon
uygulamalarında yüksek değerlerde döviz kaybı gerçekleşebilmektedir. 2
II. YURTDIŞI REKLAMASYON VE KOMiSYON GiDERLERiNiN
VERGi MEVZUATIMIZ KARŞISINDAKi DURUMU Reklamasyon
giderinin, kanunen kabulü mümkün olabilecek belgelerle tevsik edilmediği, bu
konuda ibraz edi-len belgelerin yapılan işlemi açık ve kuşkuya yer bırakmayacak
şekilde kanıtlamaya yeter olmadığı durumlar-da, dönem kazancından indirilmesi
mümkün değildir.
Maliye Bakanlığı’nın konu ile ilgili vermiş bulunduğu 20.09.1999 tarihli
Özelgesi aşağıdaki gibidir;
1. Türkiye’den ihraç edilecek mallar için yurtdışındaki gerçek ve tüzel
kişi-ler tarafından verilen mümessillik komisyonu, pazarlama, masraf akta-rımı,
reklam hizmeti bedeli ile aracılık komisyonu gibi hizmet bedellerinin,
yurtdışında ifa edilmesi ihracatçı fir-manın bu hizmetlerden yurtdışında
faydalanması ve hizmetin yurtdışında tüketilen ihraç malına yönelik olması
nedeniyle Katma Değer Vergisinin konusuna girmektedir.
2. Reklamasyon giderlerinin ihracatın yapıldığı ülkedeki müşterinin
vereceği fatura veya ilgili ülke mevzuatına göre fatura yerine geçen belgelerle
tevsiki asıldır. Ancak, bu tür bir belgenin alınamadığı durumda ihracatçı
fir-manın yeni bir belge düzenleyerek önceki faturayı iptal etmesi ve
rekla-masyon bedeline isabet eden kısmın iade edildiğini gösterir bir belgeyi
de ispat vesikası olarak kullanılması mümkündür.
Maliye Bakanlığı’na yapılan başvuru-da, dış ticaret sermaye şirketi olan
adı geçen şirketin ihracatlarını gerçekleşti-rebilmek için yurtdışında bulunan
ger-çek veya tüzel kişilere mümessillik komisyonu, pazarlama, masraf karşılığı,
reklam hizmet bedeli, aracılık komisyonu gibi hizmet bedeli ödeme-lerinin Katma
Değer Vergisi karşısındaki durumu ile yurtdışına gönderilen mallarla ilgili
olarak verilen reklamasyonlar hakkında bilgi veril-mesi istenmektedir.
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1. maddesine göre Tür-kiye’de
yapılan ticari, sınai, zirai faali-yet ve serbest meslek faaliyeti
çerçeve-sindeki mal teslimi ve hizmet ifaları Katma Değer Vergisi’ne tabi
bulun-maktadır.
Türkiye’den ihraç edilecek mallar için yurtdışındaki gerçek ve tüzel
kişiler tarafından verilen mümessillik komis-yonu, pazarlama, masraf aktarımı,
rek-lam hizmeti bedeli ile aracılık komis-yonu gibi hizmet bedellerinin,
yurtdışında ifa edilmesi ihracatçının bu hizmetlerden yurtdışında
faydalanması ve hizmetin yurtdışında tüketilen ihraç malına yönelik olması
nedeniyle Katma Değer Vergisi’nin konusuna girmemektedir.
Bu nedenle adı geçen firmanın bu hiz-metler karşılığında yurtdışındaki
fir-malara ödediği bedeller üzerinden Katma Değer Vergisi hesaplanarak sorumlu
sıfatıyla beyan edilmesi söz konusu değildir.
Öte yandan, yurtdışına gönderilen mal-ların evsafına uygun olmamasından
dolayı mal bedelinin belli bir cüzü ola-rak ödenen reklamasyonlar matrahta
değişiklik meydana getirdiği için Kanun’un 35.maddesi gereğince işlem
yapılacaktır. Dolayısıyla ihraç edilen mallar Katma Değer Vergisinden istis-na
olduğundan, reklamasyon bedeli üzerinden Katma Değer Vergisi
hesap-lanmayacaktır.
Yurtdışına mal veya hizmet ihraç eden işletmelerin yurtdışında
yaptıkları rek-lam ve pazarlama giderleri, Gelir Ver-gisi Kanununun 40.
maddesinin 1 numaralı bendinde yer alan genel giderlerdendir. Yurtdışı reklam
ve komisyon giderlerinin ticari kazancın tespitinde dikkate alınması konusunda
bir tereddüt yoktur. Yurtdışı harcama-ların belgelendirilmesi ile ilgili olarak
öteden beri istenen, tevsik edici belge-lerin alınmış olduğu ülkede bulunan
yurtdışı temsilciliklerimize Türkçe’ye tercüme ve tasdik edilmesi şartının
kaldırılması ile birlikte, belgelendirme ile ilgili de bir özellik kalmamıştır.
253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeye
göre; yurtdışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler
karşılığında alınan belgelerin, yurtdışındaki temsilciliklerimizde veya
yurtiçinde noterlerce Türkçe’ye tercü-me ve tasdik edilme zorunluluğu
kaldırılmıştır. Yurtdışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükelleflerin,
bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında
belgeler-de yazılı bilgileri, belgenin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirle-nen
döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstermeleri
gerekir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde,
mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar. Öte yandan,
yurtdışında yapılan ve belgelendirilemeyen bir kısım giderlerin de götürü
olarak dikkate alınması mümkündür.
Vergi iadesindeki genel yaklaşım; rek-lamasyon giderlerinin VUK’a
tanınan belgelerle belgelendirilmemeleri halin-de vergi matrahının tespitinde
gider olarak indirim konusu yapılamayacak-ları yönündedir.
Vergi yargısının reklamasyon iskontolarına ilişkin yaklaşımları da
farklılıklar arz etmektedir. Danıştay’ın bir Kararı’nda özetle; reklamasyon
mas-raşarının kanunen kabulü mümkün olabilecek belgelerle tevsik edilmeme-si
halinde gider kaydedilmesinin müm-
kün olamayacağı ifade olunmaktadır. Ancak, bir başka Danıştay Kararı’nda sergilenen yaklaşım ise bu kararın tamamen zıt yönündedir. Bir başka Danıştay Kararı’nda ise özetle; Maliye Bakanlığı’nın reklamasyon benzeri giderler için öngörmüş olduğu özel bir düzenlemenin olmaması dolayısıyla, bu giderlerin tevsikinde fatura veya benzeri bir belgenin istenilemeyeceği belirtilmiş ve faks kağıdına yazılmış bir notun bu anlamda yeterli olacağı kabul edilmiştir.
Reklamasyon iskontolarının vergi mat-rahının tespitinde gider olarak
dikkate alınabilmesi, bunların fatura veya ben-zeri bir belgeyle
belgelendirilmesine bağlıdır. Bunun haricinde yasal hükmü bulunmayan bir
belgenin tevsik etme amacıyla kullanılması mümkün görül-meyecektir.
Özellikle belli sektörler itibariyle Türk ihraç pazarının yeterince,
profesyonel olmadığı iddia edilirken, genellikle ihraç konusu malların gerekli
standart-ları taşımamaları nedeniyle, ihracat-çılarımızın reklamasyon
iskontoları konusunda alıcı ile vergi idaresinin arasında kaldıkları
görülmektedir. Bu gibi durumların, özellikle belirli sek-törlerde faaliyette
bulunan ihracat-çılarımızın ihracat şevkini kıracağı açıktır. Bu açıdan
yapılacak en güzel şeyin, Maliye Bakanlığı’nın uygula-mada oluşabilecek farklı
görüşleri ortadan kaldıracak bir genel tebliğ düzenlemesinde bulunmasıdır. 3
SONUÇ
Reklamasyon
hususu hem ticari kazancın elde edilmesi için vazgeçil-mez bir gider hem de bir
sözleşmeye dayalı zarar ve tazminat niteliğine haiz bulunmaktadır. Bu özelliği
itibariyle dış satımdan kaynaklanan ve fiili bir olaya münhasır olarak
belgelendirile-bilir nitelikteki reklamasyonların gider olarak
değerlendirilmesi gerekmekte-dir. Ancak, yapılacak, değerlendirme-de göz önünde
tutulacak birkaç önemli husus olduğu düşünülmektedir.4 Bunlar;
• Gider kaydına konu reklamasyon tutarının yapılan işin ehemmiyeti ve
genişliği ile mütenasip olması,
• Her ne kadar bir oran veya tutar sınırlaması olmasa da dönemler
itiba-riyle hesaplanan reklamasyonun tutarlılık sergilemesi ve bunların olayın
gerçek mahiyetine uygun olup olmadığının uygulanacak denetim tek-nikleri ile
tespiti yoluna gidilmesi,
• Reklamasyon karşılığı alınan belgele-rin yurtdışındaki
temsilciliklerimize, ilgili ülke ticaret odasına, notere onay-lattırılması ya
da yurtdışında mukim firmanın muhasebesinden sorumlu meslek mensubuna teyit
ettirilmesi ve belgelerin kayıtlı olduğu ilgili yasal defter kayıtlarının
alınması,
olarak belirtilebilir.
Satılan malın gerek eksik çıkması, gerek beklenen nitelikte olmaması ve
gerek malların bozularak değerini kaybetmesi gibi hallerde alıcının
düzenleyeceği faturalarda reklamasyon kelimesi yerine; iade ise iade edilen
malların, iskonto amaçlı ise iskonto uygulanan malların, tazminat veya ceza
amaçlı ise ceza ve tazminatın kaynağı olan malların cinsi, miktarı, birim
fiyatı, tutarı yazılmalı ve her halükarda asıl mala ilişkin faturaya atıfta
bulunularak fatura tarih ve numarasını belir-ten bir şerh konulmalıdır. Aksi
halde üzerinde “reklamasyon”
kelimesinden başka hiçbir açıklama olmayan bir fatura, vergi incelemelerinde
tereddüt-lere ve tartışmalara yol çacaktır.
1 Süleyman YÜKÇÜ, Reklamasyon Nedir?,Yaklaşım Yayınları, Sayı 93, Eylül 2000
2 Ercan ALPTÜRK, Finansal ve Vergisel Boyutlarıyla Reklamasyon, Vergici ve Muhasebeciyle Diyalog,1 Süleyman YÜKÇÜ, Reklamasyon edir?,Yaklaşım Yayınları, Sayı 93, Eylül 2000
3 Harun KAYNAK, ihracat işlemlerinde Reklamasyon iskontolarının Mevzuatı Yönünden
4 istanbul
Yeminli Mali Müşavirler Odası, Mali Mevzuat Platformu, 15 Ocak 2002
5 Sakıp
fiEKER, Yaklaşım Yayınları, Dönem Sonu işlemleri, 5. Cilt, Sayfa 2115