
Sat ve Geri Kirala (Sell & Leaseback) İşleminin Finansal ve Vergisel Avantajları
1.”Sat
ve Geri Kirala” İşlemi Nedir?
Şirketlerin
finansman sağlama yöntemi olarak kullandığı “sat ve geri kirala” işlemi,
şirketin üzerine kayıtlı amortismana tabi malların Leasing firmasına
satıldıktan sonra tekrar kiralanması işlemidir. Kiralama süresi sonunda satılan
mallar tekrar kiracıya devredilmektedir. Gayrimenkul, ikinci eli değerli
olabilecek makine ekipman ve iş makineleri sözleşmeye konu olabilecektir.
2.Şirketlere
Nasıl Bir Avantaj Sağlıyor?
Öncelikle
belirtmek gerekir ki “sat ve geri kirala” uygulamasının en büyük avantajı iyi
bir finansman yöntemi olmasıdır. Örneğin; işletme aktifinde kayıtlı
gayrimenkullerin bir kısmı işletmenin ticari faaliyetinde doğrudan mal ya da
hizmet üretiminde kullanılmıyor, sadece yatırım amacıyla alınmış ya da
faaliyette kullanma amacıyla alınmış ancak zaman içinde söz konusu faaliyette
kullanılamayıp atıl durumda kalmışsa söz konusu varlıklar bu yöntemle işletme
faaliyetlerini aksatmadan paraya çevrilebilmektedir.
3.Finansal
Kiralama Mevzuatının Konuya Yaklaşımı
6361
sayılı “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu” ile “sat
ve geri kirala” işlemi hukuki alt yapı kazanmıştır. Bu kanun öncesinde “sat ve
geri kirala” işlemleri finansal kiralama şirketleri tarafından pek tercih
edilmemekte idi. Mülga 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun 4. maddesinde
yer alan “sözleşme” tanımının “sat ve geri kirala” işlemine imkan verecek
şekilde yeterince açık olmaması bu yöntemin Yargıtay ve Danıştay kararlarında
eleştirilmesine neden oluyordu.
Ancak
6361 sayılı Kanunla beraber finansal kiralama sözleşmesi, ihtiyaç duyulan
malların;
-
Üçüncü bir kişiden,
-
Bizzat kiracıdan finansal kiralama şirketince satın alınarak,
-
Veya başka bir suretle temin edilerek,
kullanımının
bir bedel karşılığında kiracıya devredilmesi şeklinde tanımlanmış ve böylece
kiralamaya konu olan malın bizzat kiracıdan temin edilmesi imkanı
getirilmiştir. Böylelikle uluslararası uygulamada yaygın bir finansman yöntemi
olan “sat ve geri kirala” işleminin yapılabilmesine olanak sağlanmıştır.
4.Vergisel
Avantajlar
4.1-
Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi İstisnaları:
6495
sayılı Kanun ile sat ve geri kirala işlemlerine kurumlar vergisi ve katma değer
vergisi açısından önemli vergisel avantajlar sağlanmıştır.
[6495
Sayılı Kanunla KDV Kanunu'na İlave Edilen Bent
6495
Sayılı Kanunla KV Kanunu'nun 5/1-e Maddesinde Yapılan Değişiklik
MADDE
29 – 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci
maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
"y)
21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Kanunu kapsamında; finansal kiralama şirketlerince bizzat kiracıdan
satın alınıp geriye kiralanantaşınmazlara uygulanmak üzere ve
kiralamaya konu taşınmazın mülkiyetinin sözleşme süresi sonunda
kiracıya devredilecek olması koşulu ile kiralanmaya konu taşınmazların
kiralayana satılması, satan kişilere kiralanması ve devri."
MADDE 42 – 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin birinci paragrafındaki parantez içi hükmü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 42 – 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin birinci paragrafındaki parantez içi hükmü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(Taşınmazların; kaynak
kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine
satışı ile 21/11/2012tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve
Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme
sonunda geri alınması şartıyla, finansal kiralama şirketlerine satışı ve
varlık kiralama ile finansal kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı
kuruma satışından doğan kazançlar için bu oran %100 olarak uygulanır ve
bu taşınmazlar için en az iki tam yıl süreyle aktifte bulunma
şartı aranmaz. Ancak söz konusu taşınmazların; kaynak kuruluş, kiracı veya
sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilememesi hâli hariç olmak
üzere, varlık kiralama veya finansal kiralama şirketi tarafından üçüncü kişi ve
kurumlara satılması durumunda, bu taşınmazların kaynak kuruluşta veya
kiracıdaki varlık kiralama veya finansal kiralama şirketine devirden önceki
kayıtlı değeri ile anılan kurumlarda ayrılan toplam amortisman tutarı dikkate
alınarak satışı gerçekleştiren kurum nezdinde vergilendirme yapılır.)]
Buna
göre taşınmazların “sat ve geri kirala” yöntemiyle; ilk satışı, kiralanması ve
geri devir işlemleri KDV’den istisna edilmiştir. Gerek KDV gerekse Kurumlar
Vergisi istisnası uygulanabilmesi için söz konusu taşınmazın iki tam yıl
süreyle aktifte bulunma şartı aranmamaktadır. Ayrıca satıştan doğan kazancın
%100′ü kurumlar vergisinden istisna edilmektedir. Ancak bu satış kazancının
satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar bilançonun pasifinde
özel bir fon hesabında tutulması şartı KVK Madde 5/1-(e) kapsamında klasik
taşınmaz satış kazancı istisnasında olduğu gibi aynen geçerlidir.
Ancak,
KDV ve Kurumlar Vergisi istisnasının uygulanabilmesi için taşınmazın 6361
sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında finansal
kiralama şirketlerince bizzat kiracıdan satın alınıp geriye kiralanması,
kiralamaya konu taşınmazın mülkiyetinin sözleşme süresi sonunda kiracıya
devredilecek olması ve kiralanmaya konu taşınmazın kiralayana satılması, satan
kişilere kiralanması ve devri koşulu aranmaktadır.
KDV
istisnası “KISMİ İSTİSNA” mahiyetindedir ve bu nedenle daha önce yüklenilen ve
indirim konusu yapılan KDV’nin düzeltilmesi gerekir.
KDV
Kanunu’nun 30/a maddesinde yer alan hüküm uyarınca (ve bu hükmün aksine yasal
bir düzenleme olmadıkça), vergiden istisna edilmiş bu işlemle ilgili olarak, bu
taşınmazın alımı veya inşası sırasında yüklenilen katma değer vergilerinin
indirim konusu yapılmaması, indirilmiş ise indirilen KDV’lerin ilgili dönem
beyannamesinde hesaplanan KDV’ye ilave edilmek suretiyle düzeltilmesi
gerekecektir. Bu tutar, KDV Kanunu Madde 58′in mefhum-u
muhalifinden hareketle gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması
gerekir. Ancak; Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5′inci maddesinin 3′üncü fıkrasına
göre, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin
giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının,
istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez. Bu nedenle gider veya
maliyet unsuru olarak kayıtlara alınan KDV’nin kurumlar vergisi hesabında
kanunen kabul edilmeyen gider mahiyetinde matraha ilave edilmesi gerekecektir.
Ancak bunlar yapıldığı takdirde (KDV düzeltimi yapılması ve bu tutarın KKEG
yazılması), yasa maddesi ile getirilmiş olan katma değer vergisi istisnası
teşvikinin bir anlamının kalmayacağı ve teşvikin ortadan kalkacağı
düşüncesindeyiz.
Finansal
kiralama şirketleri açısından ise KDV indirimi ile ilgili sorun oluşmayacaktır;
çünkü taşınmazların kiracılar tarafından satışı KDV’den istisnadır. Bu nedenle
finansal kiralama şirketlerinin KDV yüklenimleri olmayacaktır. Dolayısıyla
yüklenilen KDV olmadıkça, bu taşınmazların gerek kiralanması gerekse satıcılara
geri satışında uygulanacak söz konusu KDV istisnası açısından KDV Kanunu’nun
30-a bendi hükmü uyarınca yapılacak bir düzeltmeye gerek olmayacaktır.
KDV
Kanunu 17/4-y maddesindeki istisna uygulamasında, yukarıda açıklananlar dışında
bir sınırlama bulunmamakta olup, taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla
uğraşanların bu amaçla ellerinde bulundurdukları taşınmazların, bu hüküm
kapsamında sat ve geri kirala işlemine tabi tutulması halinde de katma değer
vergisi istisnası uygulanabilecektir.
Diğer
taraftan, sat ve geri kirala yöntemine konu olacak taşınmazın ticareti
yapılıyorsa (bu taşınmaz mükellefin faaliyet alanı itibariyle satışa veya
kiralamaya konu ise), mükellef bu taşınmazı sat ve geri kiralama kapsamında
leasing firmasına devredebilir, fakat KVK istisnasından yararlanamaz
kanaatindeyiz. Bilindiği üzere KVK Madde 5/1-(e) bendinin son paragrafına göre
“taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde
bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı
dışındadır.” Her ne kadar söz konusu bendin ikinci paragrafının parantez içi
hükmünde bu yönde özel bir kısıtlamaya yer verilmeyip sadece taşınmaz kavramına
yer verilmiş olsa da, bendin son paragrafının istisna uygulamasını genelini
kapsayan bir düzenleme olduğu kanaatindeyiz. Parantez için hükümde finansal
kiralama şirketleri için özel bir düzenleme yapıldığı için, taşınmaz kiralaması
ile uğraşana finansal kiralama şirketi söz konusu kısıtlamadan
etkilenmeyecektir.
İlgili
maddelerden görüldüğü üzere, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi istisnası
sadece “TAŞINMAZ” teslimlerinde geçerlidir. Bu nedenle “taşınmaz”
kavramı önem arz etmektedir. 1 Seri Numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde
KVK Madde 5/1-(e) bendi kapsamında istisna uygulaması açısından “taşınmaz”
kavramına yönelik olarak aşağıdaki açıklamalar mevcuttur.
“Taşınmazlar
İstisnaya
konu olan taşınmazlar, Türk Medeni Kanununda “Taşınmaz” olarak tanımlanan ve
esas niteliği bakımından bir yerden başka bir yere taşınması mümkün olmayan,
dolayısıyla yerinde sabit olan mallardır.
Bunlar
Türk Medeni Kanununun 704′ üncü maddesinde;
-
Arazi,
-
Tapu siciline ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar,
-
Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler
olarak
sayılmıştır.
Elden
çıkarılacak taşınmazlardan doğacak kazancın, bu istisna uygulamasına konu
olabilmesi için taşınmazın Türk Medeni Kanununun 705′inci maddesi gereğince
kurum adına tapuya tescil edilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, ilgili
kurum adına tapuya tescili yapılmamış bir binanın satışından doğan kazanca bu
istisna uygulanmayacaktır.
Fiiliyatta
cins tashihinin kurum adına tapuya tescilinin yapılmasında çeşitli nedenlerle
gecikmeler olabilmektedir. Bu gibi durumlarda, taşınmazın işletme aktifinde iki
yıl süreyle bulunup bulunmadığının, tespitinde, işletmede iki yıldan fazla
süreyle sahip olunarak fiilen kullanıldığının, yapı inşaatı ruhsatı, vergi
dairesi tespiti veya resmi kurum kayıtlarından birisi ile tevsik edilebilmesi
mümkün olabilecektir.
Örneğin;
organize sanayi bölgeleri tarafından verilen tahsis belgesine istinaden veya
çeşitli nedenlerle iki yıldan fazla süreyle fiilen kullanılan ancak, tapuda
kurum adına henüz tescil edilmemiş bir taşınmazın tahsis belgesine dayanılarak
veya zilyetliğin devri suretiyle satılması durumunda bir taşınmaz satışından
bahsedilemeyeceğinden istisna uygulanmayacak, ancak, iki tam yıl kullanıldığı
yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde tevsik edilen taşınmazın tapuda
kurum adına tescil edildikten sonra satılması halinde, satıştan elde edilen
kazançlar bu istisna kapsamında değerlendirilecektir.
Taşınmaz
tanımına, taşınmazın bütünleyici parçası niteliğinde olan unsurları da
girecektir. Bütünleyici parça, Türk Medeni Kanununun 684′üncü maddesinde, “Bir
şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur.
Bütünleyici parça, yerel âdetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey
yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan
ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Taşınmaz
tanımına, taşınmazın eklentisi niteliğinde olan unsurlar girmeyecektir.
Eklenti, Türk Medeni Kanununun 686′ ncı maddesinde; “Bir şeye ilişkin
tasarruflar, aksi belirtilmedikçe onun eklentisini de kapsar. Eklenti, asıl şey
malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel âdetlere göre, işletilmesi,
korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve
kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı
kılınan taşınır maldır. Eklenti, asıl şeyden geçici olarak ayrılmakla bu
niteliğini kaybetmez.” şeklinde tanımlanmıştır.
İstisna
uygulaması sabit üretim vasıtası niteliğindeki makineler açısından
değerlendirildiğinde, makinelerin sökülmesi gerektiği zaman bina tahrip olacak
veya zarar görecek ise bu makineler binanın bütünleyici parçası olarak kabul
edilecektir. Aynı şekilde, bina ile birlikte bir bütün oluşturan ve birbirinden
ayrılmaları halinde istenilen faydayı sağlamayacak durumda olan makineler de
binanın bütünleyici parçasıdır. Bunlara örnek olarak transformatörler,
kazanlar, zemine raptedilen türbinler sayılabilir.
Taşınmazlarla
birlikte satışa konu olan ve o taşınmazın bütünleyici parçası sayılan şeylerin
satışından elde edilen kazançlar da istisna kapsamında değerlendirilecektir.
Ancak, taşınmazın zeminine veya duvara sabitlenmiş olmakla birlikte münferiden
veya toplu olarak sökülüp satılması mümkün olan ve bu takdirde işletmenin sınai
olma vasfını değiştirmeyen ve üretimi de aksatmayan makine ve benzeri aletler
bütünleyici parça niteliğinde değerlendirilemeyeceğinden bunların satışından
doğan kazanç, istisnadan yararlanamayacaktır.
Öte
yandan, makinelerin taşınmazdan bağımsız olarak satılması halinde, mütemmim cüz
olma vasıfları kalmayacağından, bunların satışı menkul mal satışı olarak kabul
edilecektir.”
4.2-
Damga Vergisi ve Harç İstisnası
6361
sayılı Kanunun 37′nci maddesine göre, finansal kiralama sözleşmeleri ve bu
sözleşmelerin devrine ve tadiline ilişkin kâğıtlar ile bunların teminatı
amacıyla düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden, bu kâğıtlarla ilgili yapılacak
işlemler harçtan müstesnadır. Buna göre finansal kiralama sözleşmesi kapsamında
gerçekleştirilen satıp geri kiralama işlemleri dolayısıyla düzenlenen kağıtlar
da damga vergisinden ve harçtan istisna olacaktır.
4.3-
Tapu Harcı
6361
sayılı Kanunun 37′nci maddesine göre, satıp geri kiralama yöntemi ile yapılan
kiralama sözleşmeleri kapsamında kiralanan taşınmazların sözleşme süresi
sonunda kiracı adına tapuya tescili tapu harcından müstesnadır. Diğer bir
ifadeyle, geri kiralama yöntemiyle gerçekleştirilen finansal kiralama sözleşmesinin
sonunda, gayrimenkulün finansal kiralama şirketi tarafından kiracıya geri
satılması sırasında tapu harcı ödenmeyecektir.
Sadece
ilk satışta; taşınmazın kiracı tarafından finansal kiralama şirketine
devredilmesi aşamasında binde 4,55 oranında bir harç ödenmesi söz konusu
olacaktır. (492 sayılı Harçlar Kanununun Tapu ve Kadastro
işlemlerinden alınacak harçlar başlıklı (4) sayılı tarifesinin “I-Tapu
işlemleri” bölümünün yirminci fıkrasının (g) bendi gereği.)
Bilindiği
gibi gayrimenkul alım-satım işlemlerinde normal tapu harcı oranı binde 20′dir.
Bu harç hem alıcıdan hem de satıcıdan alınır. Böylece bir gayrimenkulün değeri
üzerinden % 4 harç ödenmiş olur. Satıp geri kiralama işlemlerinde ise sadece
kiracının finansal kiralama şirketine taşınmazı devri aşamasında % 0,455 gibi
oldukça düşük oranlı bir harç ödemesi söz konusu olacaktır. Ancak, taşınmazın
herhangi bir şekilde kiracı tarafından geri alınmamasının tespiti durumunda
ilgililerden iki oran (% 4 ile % 0,455) arasındaki farka tekabül eden harç tutarı
gecikme faizi ile birlikte alınacaktır.
Ancak;
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5′inci maddesinin 3′üncü fıkrasına göre, kurumların
kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya
istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum
kazancından indirilmesi kabul edilmez.
Bu
nedenle kiracının ödeyeceği tapu harcı vergiye tabi kazancın tespiti sırasında
kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.
5.Finansal
Avantajlar
“Sat
ve geri kirala” işleminin kiracıya sağladığı avantajlar:
-
İşletme sermayesinde ek finansman imkânı,
-
Kısa vadeli banka borçlarının ve diğer borçların orta ve uzun vadeye yayılması,
-
Finansal rasyolarda iyileşme,
şeklinde
sıralanabilir.
Örnek:
Aktif
tutarı 4.000.000 TL ve birikmiş amortismanı 2.000.000 TL olan taşınmazın,
piyasa değerinin 10.000.000 TL olduğu tespit edilmiştir. Finansal kiralama
şirketi de yaptırdığı ekspertiz sonucunda taşınmazın değerini aynı şekilde
tespit ettirmiştir. Şirket “Sat ve Geri Kirala” sözleşmesi ile taşınmazını
finansal kiralama şirketine devretmeye karar vermiştir. Finansal kiralama
şirketi ekspertiz değerinin % 80′i kadar bir bedel üzerinden “sat ve geri
kirala” sözleşmesi yapabileceğini belirtmiş, şirket kabul etmiştir.
Satış
Tutarı: 8.000.000 TL (10.000.000 x % 80)
Net
defter değeri: 2.000.000 TL
Satış
Kazancı: 6.000.000 TL
Avantaj
1) Şirket hali hazırda sahibi olduğu
bir taşınmazı piyasa değerine yakın bir bedelle nakit olarak sattığından
aktifine 8.000.000 TL tutarında nakit girişi sağlamıştır. Bu nakit girişi ile
finansal darboğazlar aşılabilir, işletme yapısına göre yeni yatırımlar
yapılabilir, kredi yapılandırılması (kiralama sözleşmesi süresine göre kısa
süreli borçların orta veya uzun vadeye ötelenmesi) veya ödemeleri ile finansman
yükünden kurtulma gibi seçenekler değerlendirilebilir.
Avantaj
2) Bu satış KDV’den istisna
tutulacaktır.
Avantaj
3) Satış kazancının tamamı kurumlar
vergisinden istisna tutulacaktır. (6.000.000 TL)
Avantaj
4) Finansal kiralama şirketinden
taşınmaz geri alınırken tapu harcı ödenmeyecektir. Taşınmazsın finansal
kiralamaya devri sırasında ise her iki taraf tapu harcı ödemeyecek, kiracı
sadece % 0,455 gibi oransal açıdan klasik gayrimenkul satışlarına göre oldukça
düşük bir tapu harcı ödeyecektir.
Avantaj
5) Satış kazancı bilançonun pasifinde
özel bir fon hesabında beş yıl süre ile tutulacaktır. Bu durum şirketin öz
kaynaklarında iyileşme yaratacaktır. Diğer taraftan aktifteki nakit artışı cari
oran ve likidite oranlarında iyileşme sağlayacaktır. Kısa vadeli borçlar
ödenecek ve finansal kiralama sözleşme süresine göre borçlar orta veya uzun
vadeye yayılmış olacaktır; bu tabii ki şirketin borçlanma kapasitesine ilişkin
finansal rasyolarında iyileşme sağlayacak, ihtiyaç halinde daha kolay
borçlanabilecektir.
Avantaj
6) En önemlisi, şirket taşınmazını
sözleşme süresi sonunda geri alacak, böylece mülkiyet kaybı yaşamadan önemli
bir finansal operasyon gerçekleştirmiş olacaktır.
Dikkat
edileceği üzere, “sat ve geri kirala” işleminin özünde şirkete yüksek miktarda
nakit girişi olması yatmaktadır. Tabii finansal kiralama şirketi bu işlemden
kâr elde etmek isteyecektir. Bu nedenle faiz oranını buna göre belirleyecektir.
İşte şirketin bu noktada elde ettiği nakdi, faaliyetlerinde ve yatırımlarında
verimli bir şekilde kullanması önem arz edecektir. Çünkü sat ve geri kirala
işlemenin firmaya bir faiz maliyeti olacaktır. Şirketin elde ettiği nakit ile
gerçekleştireceği finansal yapılandırma ile faaliyetleri ve yatırımları
sonucunda yaratacağı kârlılık artışının ödenecek faizden yüksek olması halinde
şirket bu finansal operasyonundan başarı ile çıkmış sayılacaktır. Bu açıdan
bakıldığında, finansal yapısı oldukça bozulmuş, borçları artmış, özkaynaklarını
yitirmiş ama aktifinde yüksek değerli taşınmazı (veya işleme konu olabilecek
kıymeti) olan her firmanın sat ve geri kirala işlemi yapması mümkün
olmayabilir. Çünkü finansal kiralama şirketi sözleşme yapmadan önce şirketin
borç (kira taksitlerini) ödeyebilme kapasitesi olup olmadığını araştıracaktır.
Her ne kadar borçlar ödenemezse söz konusu taşınmazı mülkiyetine geçirerek
satmak suretiyle kayba uğramayacak olsa da finansal kiralama şirketleri mutlaka
kiracının mali yapısının uygun olmasına da dikkat edeceklerdir. Diğer taraftan,
borç batağına batmış bir şirketin elde edeceği nakit ile borçlarını kapatıp
kapatamayacağı, bu borçları kapatsa bile faaliyetlerinde kârlılığını arttırıp
arttırmayacağı da önemli yönetsel ve finansal veriler olacaktır.
6.Muhasebe
Kayıtları
Bir
önceki bölümde yer verilen örneğin muhasebe kayıtları aşağıdaki gibi olacaktır.
Kiracının
kayıtları:
|
102 BANKALAR
|
8.000.000
|
|
257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR
|
2.000.000
|
|
252 BİNALAR
|
4.000.000
|
|
679 DİĞER OLAĞANDIŞI GELİR VE KARLAR
|
(*)6.000.000
|
(*)
6.000.000 TL ticari kazanca dahil olacaktır. Kurumlar vergisi beyannamesi
üzerinde taşınmaz satış kazancın istisnası olarak ilgili satırda gösterilmek
suretiyle vergiye tabi kazançtan indirilecektir. Ertesi hesap döneminde 570
hesaptan 549 hesaba alınacak ve bu hesapta en az beş yıl süreyle tutulacaktır.
Bu süre zarfında sermayeye eklenmesi mümkündür. Kâr dağıtım tablosunda ise
“işletme bırakılması zorunlu yasal fonlar” satırında gösterilmek suretiyle kâr
dağıtımına konu kâr tutarından mahsup edilecektir.
|
265 FİNANSAL KİRALAMA KONUSU
İKTİSADİ KIYMETLER |
8.000.000
|
|
302 ERTELENMİŞ FİNANSAL KİRALAMA
BORÇLANMA MALİYETLERİ (**) |
750.000
|
|
402 ERTELENMİŞ FİNANSAL KİRALAMA
BORÇLANMA MALİYETLERİ (**) |
1.250.000
|
|
301 FİNANSAL KİRALAMA
İŞLEMLERİNDEN BORÇLAR (**) |
4.125.000
|
|
401 FİNANSAL KİRALAMA
İŞLEMLERİNDEN BORÇLAR (**) |
6.875.000
|
(**)
Bu kayıtta, finansal kiralama şirketinin söz konusu binaya dair ödeme planında
ana para tutarı olarak 8.000.000 TL, faiz olarak ise 2.000.000 TL gösterdiği;
faizin 750.000 TL’nın döneme ait olduğu, 1.250.000 TL tutarındaki faizin ise
gelecek dönemlere ait olduğu varsayılmıştır.
Bundan
sonraki süreç klasik finansal kiralama kayıtlarına uygun olarak işleyecektir.
Her ay gelecek finansal kiralama taksidi faturasına istinaden, 302 hesaptan
780-Finansman Giderleri hesabına kayıt yapılacak (aşağıda yer verilen özel
durum ayrıca dikkate alınmalıdır), ana para ve faiz toplamı kadar taksit bedeli
ise ödendiğinde 102-Bankalar hesabı karşılığında 301 hesaptan çıkarılacaktır.
Kiracı
ayrıca söz konusu 265 hesaptaki tutar üzerinden binaların faydalı ömrüne göre
amortisman ayırmaya başlayacaktır. Diğer taraftan, ilk yıla isabet eden
faizlerin maliyete dahil edilmesi, doğrudan gider yazılmaması gerekmektedir.
Kiralayanın
(finansal kiralama şirketi) kayıtları:
|
252 BİNALAR
|
8.000.000
|
|
102 BANKALAR
|
8.000.000
|
|
120 ALICILAR
|
4.125.000
|
|
220 ALICILAR
|
6.875.000
|
|
124 KAZANILMAMIŞ FİNANSAL
KİRALAMA FAİZ GELİRLERİ |
750.000
|
|
224 KAZANILMAMIŞ FİNANSAL
KİRALAMA FAİZ GELİRLERİ |
1.250.000
|
|
252 BİNALAR
|
8.000.000
|
6361
sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna
paralel olarak 6495 sayılı Kanunla yapılan vergisel düzenlemeler neticesinde
“sat ve geri kirala” işlemlerinin önümüzdeki dönemlerde artacağını ve
şirketlerin finansman ihtiyaçlarına önemli katkılarda bulunacağını söyleyebiliriz.