Tahakkuk:
Tahakkuk gelirin mahiyet ve tutar
itibariyle kesinleşmesidir.
Hukuki
Tasarruf: Gelirin sahibi
tarafından talep edilebilir hale gelmesidir.
Ekonomik
Tasarruf: Ödemeyi yapacak
olan tarafından gelirin sahibinin emrine amade kılınmasıdır.
Fiili Tasarruf: Gelirin nakit veya ayın şeklinde maddi bir kıymet
veya gayri maddi bir servet unsuru olarak, sahibinin mal varlığına dahil olmasını
ifade eder.
Gelir Vergisi uygulamasında elde etme
her kazanç ve irat unsuru için ayrı belirlenmiştir. Ticari kazançta elde etme
tahakkuk esasına bağlanmıştır.
Vergi
kanunlarında tahakkuk esasının tanımı yapılmamıştır. Birçok eserde yer alan ve
genel kabul görmüş tanımlama şekli ile tahakkuk, gelirin mahiyet ve tutar
itibari ile kesinleşmesidir.
GVK’nun 39’uncu maddesinde kanun koyucu;
“İşletme hesabı esasına göre ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen
hasılat ile giderler arasındaki müspet farktır” düzenlemesini yaptıktan sonra
takip eden fıkrada,“Elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden
alacakları; giderler ise, tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade eder”
açıklamasına yer vermiştir. Gelir Vergisi Kanununda bunun dışında tahakkuk esasına
ilişkin başka herhangi bir düzenleme yoktur.
Bu durumda ticari kazançta geliri
doğuran muamelelerin eksiksiz olarak tekemmül etmiş olması; gelirin elde
edilmiş olması için yeterlidir. Ancak tahakkuk esasında vergilenen gelirin,
ileri ki safhada geliri doğuran muamelenin karşı tarafının durum ve ifadesine
bağlı olarak sahibinin tasarrufuna girmemesi mümkündür.
Bu
husus göz önünde tutularak tahakkuk ettiği dönemde vergilenen gelirin karşı
tarafın durumuna bağlı olarak sahibinin tasarrufuna girmesinin kısıtlanması halinde, şüpheli veya değersiz
alacak olarak zarara intikal ettirilmesi vergi hukukunda kabul edilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder